19. Yüzyılın Kardashian Ailesiyle Tanışmaya Hazır Olun! Uzun Saçlarıyla Herkesi Büyüleyen Sutherland Kardeşler
Kardashian ailesini tanımayanınız yoktur. Hayatlarını kamuya açık hale getirerek insanları bu formda eğlendiriyorlar. Ancak 19. yüzyılda, televizyonun, toplumsal medyanın ve hatta internetin olmadığı vakitlerde beşerler nasıl eğleniyordu? Sutherland kardeşler olarak bilinen ve kitleleri kendine has biçimlerde eğlendiren yedi kız kardeşten oluşan bir aile, o vaktin Kardashian ailesiydi! Ayrıntılara buyurun.
Fletcher ve Mary Sutherland’ın yedi kızı vardı ve aile, New York eyaletindeki Niagra County’deki bir hindi çiftliğinde yaşıyordu.
Kızlar 1845 ile 1865 ortasında doğdu ve tüm kız kardeşlerin ortak özelliği, uzun ve parlak saçlarıydı. Anneleri, kızların saçlarına daha kalın, daha uzun ve daha güçlü hale getireceğine inandığı kokulu bir karışım uygulardı. Lakin aile epey yoksuldu.
Kızlar fakirlikten okullarına yalınayak ve eski püskü giysilerle gitmek zorunda kaldılar. Tüm sınıf arkadaşları onlardan uzak durdu ve onlarla dalga geçti. Çocukluklarında zorbalığa uğrayan kızlar düşük özgüvenle büyümüşler ve konuklar ormandaki kulübelerine yaklaştıklarında uzun otların ortasına saklanmışlar.
Sutherland ailesinin sıradan bir geçmişi yoktu.
Kızların büyükbabası Albay Andrew Sutherland, bir vaiz, mucit, müellif, siyasetçi ve çok taraflı bir şovmendi. Bir vakitler Lider James Buchanan için çalıştı ve iç savaşa karşı çıktığı için neredeyse kendini öldürtüyordu. Fakat zenginlikleri uzun sürmedi ve oğlu Fletcher, Andrew Sutherland’ın kazandığı her şeyi yedi. Sutherlands kardeşlerin yaşadığı mesken bile dedelerinin vaktinde inşa edilmiş.
Kızlarının geleceği için umutlu olan Fletcher Sutherland, lokal kilisede kızlara müzik söyletmeye başladı. Lakin kızların büsbütün farklı bir alanda tanınan olacağını kimse bilmiyordu!
Yedi kız kardeşin annesi, 1867’de en küçük kız kardeşleri şimdi yürümeye başlayan bir çocukken öldü.
Bu yüzden en küçük kardeşe annelerinin ismi verildi. Annelerinin vefatından sonra, kızlar saçlarında makus kokulu karışım kullanmaktan kurtuldular. Babaları ise kızlarını ve tek oğlu Charles’ı sömürerek zenginlik ve şöhret hayalini kovalamaya kararlıydı.
Çocuklar müzik aletlerini alıp kiliseler, panayırlar ve topluluk tiyatroları üzere çeşitli yerlerde ‘Sutherland Yedi Kızkardeş ve Bir Kardeş Konseri’ ismi altında sahne almaya başladılar. Kısa müddet sonra kızlar ‘Dünyanın Yedi Harikası’ unvanını kazandılar ve erkek kardeşleri olmadan performans göstermeye başladılar.
Aralık 1880’in başlarında, onlara her yerden övgü ve takdir kazandıran birinci çıkışlarını New York’un ünlü Broadway’inde yaptılar ve bundan sonra meslekleri muazzam bir sürat kazandı.
1881 yazında, kız kardeşler Güney’i gezdiler ve Florida, Alabama, New Orleans ve Pensacola üzere büyük kentleri dolaştılar. Her nereye giderlerse gitsinler seyirciler kız kardeşlerin saçlarına hayran oluyorlardı. Victoria periyodu bayanlarının birçoklarının bu türlü uzun saçlara sahip olması bir duştu. O vakitler hastalık, ziyanlı ilaçlar ve kalitesiz yiyecekler insanların saçlarının erken ve yüksek ölçüde dökülmesine neden oluyordu.
O vakitlerde bu türlü bir saç hacmine sahip bir bayan, kadınlık ve doğurganlığın sembolü haline geliyordu.
O vakitler Dickens, Yeats ve Browning üzere müelliflerin hikayelerinde bayanları uzun, yere kadar uzanan saçlı olarak tanımladıkları vakitlerdi. O vakitler bu yazılar, çıplaklık hakkında yazmakla eşdeğerdi. Kültürel olarak, bir bayanın bedenini yahut vücuduyla ilgili detayları tartışmak uygun olmaz, bu nedenle o zamanki muharrirler bu tıp detayları gizler, fakat yüzlerinden, ellerinden ve en kıymetlisi saçlarından bahsederlerdi.
Yani anlayacağınız on dokuzuncu yüzyılda saç bir cinsel sembol haline geldi! Ve tam da o vakitlerde bayanlar saçlarını bağlı meblağ, yalnızca kocalarının yahut yakın partnerlerinin onları açık görmelerine müsaade verirdi. O vakitler sahnede uzun saçlarını açmak, kendini dinleyicilere karşı açık bir halde teşhir etmek demekti. Gösteriler bugünün vaktinde mutlaka olağan kabul edilirken, on dokuzuncu yüzyılda değildi!
Kız kardeşlerin saçları o kadar tanınan hale geldi ki beşerler yalnızca kızların saçlarını görmek için çok uzaklardan geliyorlardı.
Hatta birtakım kıskanç hayranları bazen saçlarından bir modül kesmeye ve çalmaya çalışırlardı. Saçlarının yanı sıra, davranışlarındaki bir öbür mistik gerçek, İncil’e nazaran uğurlu bir sayı olarak kabul edilen yedi sayısıydı. Yedi kız kardeşin hepsinin farklı ilgi alanları ve kişilikleri vardı.
En büyük abla Sarah, başkaları kadar uzun saçlara sahip değildi. Sarah hayli dindardı ve elinde her vakit deri kaplı bir İncil taşırdı. Yüksek solo soprano ve piyanistti ve daha sonra öğrencilere müzik öğretmeye başladı.
İkinci kız kardeş Victoria, boynunda ve parmaklarında altın ve elmaslarla övünmesiyle biliniyordu.
Üçüncü kız kardeş Isabella, dini reddeden bir şair, hayalperest ve düşünürdü. Dördüncü kız kardeş Grace, bir alto şarkıcısıydı ve yedi kız kardeşin işlerinin birçoklarını yönetiyordu. Beşinci kız kardeş Naomi, Romalılara has burnu ile tanınıyordu. Altıncı kız kardeş Dora, ortalarında en cazip olanıydı. En küçük ve yedinci kız kardeş Mary, duygusal olarak istikrarlı bir insan değildi.
Kızlar hayal ettiklerinden çok daha fazlasını kazanıyorlardı. Amerikan halkı ortasındaki popülerlikleri onları yoksulluktan kurtardı. Lakin babaları kendi isimlerine saç bakım eserlerini tanıtarak daha fazla para basmayı planladı.
Babaları “Seven Sutherland Sister’s Hair Grower” isimli bir toniği piyasayı sürdü ve bu eserin saçları uzattığını söyledi.
Sirk işvereni James A. Bailey’nin bir akrabası olan Harry Bailey ile ortak olana kadar saç toniği pek başarılı değildi. O sırada Harry Bailey, beşinci kız kardeş Naomi ile de çıkıyordu. Bailey, Sutherland Sisters Corporation’ı kurdu ve birinci ticari marka için 1883’te başvurdu. Ürünlerini kitlelere pazarlamak ve ona özgünlük katmak için saç toniğinin onaylanması için bir kimyager de aldılar.
Sutherland Sisters Corporation, 1884’ün sonunda neredeyse 90.000 dolar kazandı, akabinde Bailey ve Naomi 1885’te evlendi ve üç çocuğu oldu. Babaları Fletcher Sutherland, 1888’de öldü ve şirket kız kardeşlere kaldı. Şirket, saç derisi temizleyici, tarak, yüz kremi ve renklendirici üzere birçok eseri piyasaya sürdü.
Hair Grower’ı tahlil eden akademik ‘The Pharmaceutical Era’ mecmuasına nazaran, karışım %56 fındık suyu, %44 defne romu, biraz tuz, magnezya, hidroklorik asitten oluşuyordu.
Bailey’nin patent dilekçesine nazaran, baş derisi temizleme tozunda ‘boraks, tuz, kinin, defne romu, gliserin, gül suyu, alkol ve sabun’ vardı. Bu eserlerin üretimi ucuz değildi, zira bir şişenin imali yaklaşık 1 ila 1.5 dolara mal oluyordu. Bu az bir ölçü değildi, 1880’lerde ortalama bir Amerikalı bir günde ya da bazen bir haftada bu kadar çok para kazanıyordu.
Bir bayanın çoğunlukla ya konut hanımı olduğu ya da konut hayatıyla sonlu olduğu vakitlerde, Sutherland kardeşler eserlerini tanıtmak için dünyayı dolaşan iş kadınlarıydı. Eczanelerin vitrinlerinde ve seçkin otellerin lobilerinde saç modeli olarak poz verirlerdi. 1890’lara gelindiğinde, şirketin New York, Philadelphia, Chicago, Toronto, Küba, vb. kentlerde çeşitli ofisleri vardı. 25.000’den fazla bayileri vardı ve tek başına 2,5 milyondan fazla Hair Grower şişesi sattılar ve 3 milyon dolardan fazla gelir elde ettiler.
Sarah, Grace, Dora ve en küçük Mary, bir kocanın işlerini ve servetini denetim altına alacağı endişesiyle asla evlenmediler.
www.atchuup.com
Naomi 40 yaşında vefat etti. Her mevt kız kardeşleri derinden sarstı. Naomi’nin yerine Pennsylvania’dan Anna Louise Roberts isminde bir bayan tuttular. Kız kardeşler lüks bir hayat yaşıyorlardı. Kız kardeşler daima olarak en son saç modası hakkındaki ipuçlarını paylaşarak ve daha fazla eser satarak medyada kalmaya çalıştılar. Dökülen saç tellerinin bile boşa gitmesine müsaade vermediler. Dökülen saçlarından kendilerine benzeri bir bebek yaptılar. Her gece saçlarını taramak ve çözmek için hizmetçiler tuttular.
Hizmetçilere, evcil hayvanlara, giysilere, hoş mücevherlere, dünya cinslerine ve içkilere yaptıkları harcamalar o kadar denetimden çıkmıştı ki, kapalı kapılar arkasında sık sık arbedeler çıkardı.
İnsanlar, kız kardeşlerin çok eşli olduklarına ve büyücülükle uğraştıklarına dair spekülasyonlar çıkarmaya başladı. Kardeşlerin Niagra’da verdikleri partilerin berbat ününü herkes biliyordu. Isabella kendisinden çok daha genç bir adamla evlenirken, Victoria 50 yaşındayken 19 yaşında bir adamla evlendi! Bu, öbür kız kardeşleri kızdırdı ve onu konuttan atmaya karar verdiler. Victoria kısa bir müddet sonra 53 yaşında 1902 yılında vefat etti. Victoria’nın yerine ‘Anna Haney’ isminde bir buçuk metre saçı olan bir bayan işe alındı.
1910’larda, kısa saç trendi ana akım medyada tanınan olunca Sutherland kardeşler büyük bir darbe yedi.
O vakitler seri üretim başlamıştı ve erkekler savaşa gittikleri için bayanlar çalışmak zorundalardı. Makine kullanmak zorunda kalan ve fabrikalarda saatlerce çalışan bayanlar için uzun saç bir hayaldi. 1914’te Isabella, 1919’da Sarah vefat etti. Bu iki mevt, kız kardeşlerin popülaritesine büyük bir darbe oldu. Kümede yalnızca Grace, Dora ve Mary kaldığından, kızlar biraz para kazanmak için kıssalarını Hollywood’a sunmaya karar verdiler. Servetleri düşündüklerinden daha süratli yok oluyordu.
Hollywood projeleri daha gün ışığına çıkmadan evvel, Dora seyahatleri sırasında bir otomobil kazasında öldü. Bu, Mary ve Grace’i o kadar üzdü ki, projeyi sürdürmemeye karar verdiler ve ölen kız kardeşleri için bir cenaze merasimi organize edecek paraları bile yoktu.
1920’lerde yalnızca Grace ve Mary hayattaydı ve kimsenin uzun saçlara ayıracak vaktinin olmadığı bir çağda, saç eserleri işini ayakta tutmaya çalışıyorlardı.
Kendileri için yiyecek bile alamayan iki kız kardeşin 1930’larda malikanelerini terk etmekten öbür seçenekleri yoktu ve 1936’da kız kardeşler büsbütün işsiz kaldı. Boş konak 1938’de alev aldı ve saç ekimi eserleri için sayısız evrak, eser ve patent duman oldu!
Mary, meczuplar için bir Eyalet Sığınma Konutuna girdi ve 1939’da öldü, Grace ise 1946’da 92 yaşında bir fakir olarak öldü.
Bu kardeşler hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
