Ölmeden Evvel Görmeniz Gereken Dünyanın En Renkli Şenlik ve Karnavalları

Her sene Ekim ayında düzenlenen şenlik dünyanın en büyük balon şenliği olarak kabul ediliyor. Tıpkı anda yüzlerce hatta binlerce balonun havalandığı şenlik en fazla fotoğrafı çekilen şenliklerden birisi. Instagram story ve paylaşımlarının canı sağolsun.

1972 yılından itibaren düzenlenen şenlik Albuquerque lokal radyosunun 50.yılı iç-için balonların uçurulmasıyla klâsik hale gelmiş. . Artık ise şenlikte 800’den fazla balon havalanıyor. Şenliğin özel kısımları de oluyor. Örneğin “toplu yükselme”de (mass ascensions) yüzlerce balon birebir anda havalanarak gökyüzünü dolduruyor ki nitekim görülmesi gereken bir görünüm.

 Toplamda 9 gün süren Albuquerque Milletlerarası Balon Şenliği kapsamında yaklaşık olarak 750 sıcak hava balonu gökyüzünü rengarenk hale getiriyor.Albuquerque Memleketler arası Balon Festivali’ne her yıl ortalama 750 bin kişi katılıyor. Tertip dahilinde Parlayan Balonlar, Özel Form Rodeo, Sanatsal Vizyon, Kitlesel Yükselmeler, Şafak Devriyesi isimleriyle anılan etkinlikler düzenleniyor.Aynı vakitte konserlerin düzenlendiği şenlik kapsamında bilet fiyatları, katılacağınız gün ve aktiflik sayısına nazaran değişkenlik gösteriyor.

Her yıl Ocak ayının son Salı gününde İskoçya’nın en kuzeyindeki Shetland Adaları’nda bulunan Lerwick kenti,kökenleri Viking’lere uzanan tarihini büyük bir ateş şenliği ile kutluyor. Vikinglerin özgürlük anlayışını temel alarak ortaya koydukları kültür pek çok alanına yansıtıyor ve kuşaklardır süren olumsuz Viking anlayışını sona erdirmek istiyorlar. Bu berbat etiketi yok etmek için çeşitli ülkelerde, çeşitli tertipler da düzenleniyor.

İşte o tertiplerden biri, İskoçya’nın Shetland takımadalarında her yıl düzenlenen Up Helly AA adlı Viking şenliği. Bu şenlikte beşerler Viking kostümleriyle geçitlerde uzunluk gösteriyor, çeşitli müsabakalar yapılıyor ve pek çok insan eğleniyor.Gece uzunluğu ellerinde meşalelerle dolaşan kümeler, hem ataları Vikingler’i onurlandırıyor, hem de kenti ateşin göz alıcı kızıllığına büründüyorlar. Şenliği başlatan ve isim babalığını üstlenen, 19. yüzyılın başlarında İskandinav geleneklerini yine canlandırmak isteyen entelektüel bir küme bu şenliği organize ediyor. Şenlik 1824 yılından bu yana yalnızca 3 sefer iptal edilmiş. Bunlardan birincisi Kraliçe Victoria’nın vefatı sebebiyle, öbür iki iptal ise I. ve II Dünya Savaşları Şenlikleri.Festival, Lerwick Belediye binasından atılan bir işaret fişeği ile başlıyor. Akabinde meşaleler yakılarak bandodan kahramanlık müzikleri yükseliyor. Bilhassa Lerwick’te düzenlenen şenlikte, meşaleler yalnızca erkekler tarafından taşınabiliyor bayanlar meşale taşıyamıyor. Gecenin sonunda, küme kıyıda bekleyen kadırgaya ulaştığında, gruptakiler kadırgaya klâsik müzikleri The Norseman’s Home eşliğinde meşalelerini geminin güvertesine bırakıyorlar. Sizde bu eski kökenlerini unutmayan İskoçyalılarla bir arada geçmişi yad etmek ve geleneklerini sürdürmelerine eşlik etmek isterseniz seyahat listenize İskoçya’yı eklemeyi unutmayın.Festival, Lerwick Belediye binasından atılan bir işaret fişeği ile başlıyor. Akabinde meşaleler yakılarak bandodan kahramanlık müzikleri yükseliyor. Bilhassa Lerwick’te düzenlenen şenlikte, meşaleler yalnızca erkekler tarafından taşınabiliyor bayanlar meşale taşıyamıyor. Gecenin sonunda, küme kıyıda bekleyen kadırgaya ulaştığında, gruptakiler kadırgaya klâsik müzikleri The Norseman’s Home eşliğinde meşalelerini geminin güvertesine bırakıyorlar. Sizde bu eski kökenlerini unutmayan İskoçyalılarla bir arada geçmişi yad etmek ve geleneklerini sürdürmelerine eşlik etmek isterseniz seyahat listenize İskoçya’yı eklemeyi unutmayın.

Yerel dilde“Bloemencorso Zundert” ismiyle bilinen şenlik 1936 yılında yapılmaya başladı. Şenliğin yapılma maksadı Kraliçe Wilhelimina‘nın doğumgününü kutlamak için 1936’da yapılmış. Şenlikte yalnızca “Dahlia” yani yıldız çiçeği kullanılması mecburiliği bulunuyor.

Metal iskelete karton kalıpların yapıştırılıp çiçeklerin yerleştirilmesi ile oluşturulan bu muazzam heykeller tıpkı vakitte birbirleri ile yarışiçerisinde. Tabanında demir, strafor üzere unsurlar kullanılırken, heykellerin üst kısmında ezilmiş kağıttan yararlanılıyor.Heykellerin hepsi başka farklı köy sakinleri tarafından yapılıyor. Köyün bu hususta bir misyon dağılımı var; köyün en yaşlıları çiçekleri yetiştirirken gençleri ise heykelleri yapıyor.

42 km uzunluğunda geçit halinde kentte gezdirilen bu dev çiçek heykellerin geçişi Noordwijk sahilinden başlayıp gecenin geç saatlerinde Haarlem‘de sona eriyor. 20’den fazla  lale, sümbül, nergis üzere çiçeklerle süslenmiş araçtan, bandolardan, dansçılardan  oluşan küme  sabah saatlerinde Noordwijk sahilinden yürüyüşe başlıyor. Dileyenler tüm güzergah boyunca bu yürüyüşü takip edebilir, dilerseniz makul noktalarda şenliğe dahil olabilirsiniz seçim sizin. Devasa çiçek heykelerini yakından görmek ve hatıra fotoğrarı çektirmek isterseniz 1 Nisan- 1 Mayıs tarihlerini not almayı unutmayın.

Boryeong Çamur Şenliği, Güney Kore’nin Seul kentinin güneyinde Boryeong kasabasında yaz aylarında düzenlenen ve her yıl yapılan bir şenliktir. Birinci Çamur Şenliği 1998’de düzenlenmiş. Her yıl temmuz ayının ikinci haftasında başlayan ve bir hafta boyunca devam eden Boryeong Çamur Şenliği, Güney Kore’nin en ünlü, en tanınan ve en cilt bakımı içeren tertiplerinden biri.

Boryeong kentinde gerçekleşen bu bakım içerikli şenlik, konsepti ve kentteki Daecheon Sahili’nin ünlü çamuru sayesinde tüm dünyaya ismini garip bir şenlik olarak duyurmayı başarmış. Şenliği başlamadan evvel, Daecheon Sahili’ne kentin farklı noktalarından getirilen çamurlar getiriliyor.Bu sayede ortaya, Güney Korelilerin ‘Mud Experience Land’ olarak isimlendirdiği devasa bir çamur dağı çıkıyor. Daha sonra kıyıya bir de devasa bir çamur havuzu yapılıyor ve bol çamurlu ve bakımlı cümbüş başlıyor!

Böyle bir şenliğine ne gerek var diyebilirsiniz. Şenliğe gelenler Boryeong’ta bulunan çamurun ciltlerine yeterli geldiğini söylüyor. Güney Kore halkınında cilt bakımna çok ihtimam göstermesi yüzünden kozmetik açıdan yararlı bir bileşen olarak pahalandırıyor. Hatta ülkedeki Sıhhat Enstitüsü de bu çamurun insan cildine faydalı olduğunu onaylamış. Kelam konusu cilt bakımı konusunda akla birinci gelen ülke olan Güney Kore olunca cilde yararlı bir çamur tipini alan bir şenlik organize edilmesi de şaşırtan değil.

Çamur Festivali’nde pak kalmak pek mümkün değil. Şenlik kentin lideri tarafından yapılan bir konuşmadan sonra çamur savaşı başlıyor. Bir yanda da masmavi denize komşu bir plaj ve bu plaja kurulmuş sahne olunca, çamur banyosu yaparken bir yandan da birbirinden keyifli konserlerin ve aktifliklerin de tadını çıkarabilirsiniz. Hem cildime bakarım hem eğlenmeme diyorsanız Güney Kore sizi bekliyor.

Her yıl Ağustos ayının son çarşambasının İspanyollar için manası büyük. Bunol kentinde kutlanan ‘La Tomatina’ diye isimlendirilen Domates Şenliği, İspanya’nın en değerli, eğlenceli ve en beklenen şenliği.

Domates Şenliği’nin nasıl başladığı yahut nedeni tam olarak bilinmiyor. Halk ortasındaki rivayete nazaran kentte sevilmeyen bir belediye liderini protesto etmek için yapılmış ve bu bir gelenek haline gelmiş. Başka rivayet ise kentin gennçlerinin kendi ortasında yaptığı eski bir cümbüş olduğu istikametinde. Bir devir bu klasik şenliğin yapılması engellense de hükümetin el değiştirmesi ile domates savaşı tekrar düzenlenmeye başlamış.

Festival günü sabahı şenliğe gelenler kahvaltı yaptıktan sonra saat 11:00’de başlayacak domates yağmuru için içi domates dolu kamyonların gerisinden yürüyerek şenlik alanına gelirler. Şenlik alanına yığılan domateslerin alınıp herkesin birbirine fırlatmasıyla başlayan şenlik yaklaşık 2 saat sürer. Domates savaşının başladığı andan itibaren herkes yalnız. Birtakım iştirakçiler şnorkel ve gözlüklerle kimileri ayaklarında paletlerle geldiğini görürseniz sakın şaşırmayın. Onlara nazaran bu bir domates denizi ve denize atıyorlar. 2 saatin sonunda deniz dersek abartmış olmayız ancak her yer kıpkırmızı oluyor.

Festival’in çok kıymetli 2 kuralı var. Birincisi domatesleri ezerek atın ikincisi domatesten öteki bir şey atmak katiyetle yasak zira kimsenin ziyan görmesi istenmiyor. Ülkenin koca bir domates salçası halini görmek isteyenler için farklı bir şenlik seçeneği olabilir.

Fener Festivali (Çince: 元宵節; pinyin: Yuánxiāo jié), Çin ay-güneş takvimine nazaran birinci ayın 15. gününde kutlanangeleneksel bir Çin festivalidir. Çoklukla, Gregoryen takvime göre Şubat yahut Mart ayı başında, geleneksel Çin Yeni Yılı kutlamalarının son gününe denk gelmektedir. 

İlk olarak Batı Han Hanedanı’nınhüküm sürdüğü vakitlerde kıymetli ve mecburî bir şenlik haline getirilmiş. Fener Şenliği sırasında çocuklar geceleri kâğıt fenerler taşır ve fenerlerdeki bilmeceleri çözmeye çalışırlar.

Fener yakma geleneği ise daha sonra İmparator Jiaqing (asıl ismiyle Yongyan, 13 Kasım 1760-2 Eylül 1820) devrinde başlamış. Artık ise bu gelenek her yıl Çİn takvimine nazaran birinci kameri ayın (lunar month) 15. gününde büyük bir şenlik olarak kutlanıyor. Hem görsel hem dinî olarak etkileyici bu şenliği sizde görmek istiyorsanız seyahat planınıza ekleyebilirsiniz.

Işık şenliği, her yıl 1 Aralık ile 22 Ocak tarihleri ortasında Amsterdam’da yapılmakta. Milletlerarası sanatkarların, tasarımcıların ve mimarların büyük emek verdikleri yapıtlarından oluşan şenlik Amsterdam sokaklarında yer alıyor. Sanat yapıtları iki farklı alanda sergilenmekte; Birincisi yürüyüş rotası üzerinde yer alanlar, ikincisiyse tekne rotası üzerinde yer alanlar.

Light Arka Collection tarafından organize edilen şenliklerdeki birtakım işler kentte kalıcı olarak sergilenirken, şenliğin sona ermesinin akabinde işlerin sorumluluğu da Light Arka Collection’a geçiyor. Grup, yapıtların dünyanın farklı noktalarında yıl boyunca ışıldaması için projeler üretiyor.

Breitner Academy iş birliğinde, yüzlerce ilköğrenim öğrencisinin katıldığı eğitim projesiyle genç yetenekli öğrenciler daima birlikte şenlik için ortaklaşa bir eser yaratıyor. Ayrıyeten şenliğin ana teması olan “Light Lab” projesi için orta öğretim öğrencileri ışık sanatı prototipler üretiyorlar. Her sene bu ışık şenliğini izlemek için onlarca insan Amsterdama geliyor. Sizde ışık şenliğini merak edip görmek isterseniz şenlik vakti Amsterdamı ziyaret edebilirsiniz.

Kar ve Buz şenliği her yıl Çin’in kuzeydoğusunda yer alan Harbin’de 5 Ocak- 5 Şubat tarihleri ortasında yapılıyor. Kar ve buzdan oluşan heykeller, binalar, kaydıraklar ve şatoların sergilendiği bu rengârenk ve devasa yerde en yeni lazer teknolojileriyle birlikte en eski buz oyma teknikleri bir ortada kullanılıyor.

Kökeni 1963’e kadar giden buz şenliği, 1966’daki Kültür İhtilali ile birlikte kesintiye uğramış, lakin 1985’te tekrar düzenlenmeye başlamış.

Festivali ortalama 50 gün sürmekte ve dünyanın en büyük kış şenliği olarak kabul ediliyor. Buzdan yapılma heykellerin yanı sıra kayak, yüzme, buzdan heykel imali üzere aktiviteler organize ediliyor.

Her yıl 1 milyondan fazla insanın ziyaret ettiği şenlik kapsamında, 2007 yılında 40 farklı ülkeden gelen 600 heykeltıraşın birlikte yaptıkları 35 metre yüksekliğinde ve 200 metre genişliğindeki ‘Romantic Feelings’ isimli heykel, ‘Dünyanın En Büyük Kar Heykeli’ unvanıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başarmış.

Dünyanın en renkli şenliği diyebileceğimiz Holi hindistanda kutlanıyor. Holi, bir yıldız yılı bazlı Hindu ay takvimi olan Vikram Samvat Takvimi’nin Phalguna ayına düşen Purnima akşamında (dolunay günü) başlar. Bu gün, Miladi takvimde Mart ayının ortalarına düşer.

Mitolojik bir efsaneye nazaran kötülüklerin hükümdarı Hiranyakapişu, Brahma tarafından ölümsüzlük verilen bir ilah. Lakin Hiranyakapişu bu mükafatı herkesin ona itaat etmesi için kullanmış. Lakin bunu kabul etmeyen oğlu Prablah, babasına savaş açmış.

Kral, oğlunun bu isyanını affetmez ve onu öldürmek ister. Prablah’ı vefattan kız kardeşi Holika kurtaracaktır. Holika, ağabeyini canını kurtarmak için kendi canını feda eder ve ilah Vishnu da bu olayın üzerine berbatlıklar hükümdarını öldürür. İşte Holi bayramı da ismini bu fedakar kız kardeşin isminden almıştır.

Çok ilahlı dinleri bulunan Hint kültüründe bu şenliğin doğuşu Holi bir gece ve bir gün sürer. Şenliğin birinci günü toplanan tahtaların yakılmaya başlar. Bu ateş etrafından beşerler yemek yer ve dans ederler. bu renkli şenliğin ikinci gününde renkli tozları beşerler eğlenmek ve baharın gelişini kutlamak içinbirbirine atarlar. Mitolojide Hint yaradanı Krishna arkadaşı radhayı kıskanır zira kendi cildi simsiyahtır lakin radhanın cildi rengarenktir. Bunun için annesiyle konuşan Krishnaya kıyamayan annesi yashoda radhna üzere olması için seçtiği renklerle yüzünü boyayacağını söyler. Buna çok sevinen ve kabul eden Krishnaın bu davranışı vakitle şenliğe dönüşür.

Festivalde kullanılan her toz boya renginin kendine nazaran bir manası var;Kırmızı: masumiyet, Yeşil: canlılık ve güç, Mavi: sakinlik ve ağırbaşlılık ve Sarı: dindan olmayı temsil ediyor. Sizde bu rengerank şenlikte yer alıp hint kültürünü yakından tanımak istiyorsanız Mart ayı sonuan hakikat Hindistan’a gitmelisiniz. Küçük bir not: beyaz giyinmeniz bilhassa tavsiye ediliyor. Şenlik sonunda rengarenk kıyafetlere sahip olacaksınız. Şayet boyaların daha kolay bedeninizden çıkmasını istiyorsanız kesinlikle nemlendirici sürün, bizden söylemesi

Festivalin başlangıcı 1687 yılında Barselona’da yaşanan veba salgınıdır. Barcelona Valisi de bu hastalıktan nasibini alır ve Mare de Deu de la Merce’den yardım ister. Onun müdahalesiyle hastalık yok olur ve La Merce kentin gözetici azizesi olarak kabul edilir. La Merce’yi Papa’nın kabulü 1868 yılına kadar gerçekleşmemiş.

Hafızası hala taze olan halk, o tarihin ardından azizeye şükranları sunmak adına şenlik düzenlemeye başlamış ve 1902’de organize hale getirilerek bugünkü halini almıştır. Birebir vakitte yazın bitişini ve sonbaharını gelişini simgeleyen şenlikte bir haftada 600’e yakın aktiflik düzenleniyor. Şenlik müddeti boyunca metrolar 24 saat çalışıyor, mahallî halkın birden fazla işe gitmiyor. Eylül ayının 3. haftasında düzenlenen La Merce Festivali’ni duymamış olabilirsiniz. Şayet şenlik vaktinde Barselona’da olursanız  büyük bir sürprize hazır olun.

Mardi Gras kutlamaları ta 17’inci yüzyıla, Fransız Hükümdarı Bourbon’a kadar uzanıyor. Hıristiyanlık’ta Büyük Perhiz (Lent) öncesindeki salı günü bol bol yenilip içildiği için bu güne Fransızca’da ‘yağlı salı’ manasına gelen Mardi Gras ismi verilmiş. Mardi Gras kutlamaları, Fransız kolonileri ile Avrupa’dan Amerika kıtasına ve Mississippi Irmağı kıyısında yer alan New Orleans kentine kadar sıçramış.

1700’lerin başında Fransızlar’ın kurduğu New Orleans’taki birinci Mardi Gras kutlamaları, Louisiana eyaleti valisinin organize ettiği ve kentin aristokrat ailelerinin katıldığı balolar ile başlamış. Ilerleyen yıllarda ‘Krewe’ ismi verilen kentin seçkin kulüpleri, Mardi Gras tertibini kendileri düzenlemeye başlamış ve birinci geçit merasimlerini organize etmeye başlamışlar. Her geçen yıl gelişen kutlamalarda, Krewe üyeleri atlı otomobiller üzerinde, ellerinde meşaleler ve üzerlerinde temalı kostümlerle New Orleans’ın geçit sırasında kendilerini izleyen halka boncuk, madalyon üzere çeşitli armağanlar atmaya başlamışlar. Merasimlerin tüm hazırlık masrafları, kostümler vs. kulüp üyeleri tarafından karşılandığı için Mardi Gras’da geçitte olmak aristokrasinin simgesi olarak hafızalara yerleşmiş.

Şayet siz de bu çılgın ve eğlenceli şenliğe katılırsanız bir anda diğer iştirakçilerin başınıza bir şeyler atmasına şaşırmayın. Şenliğin bir geleneği olarak, ana caddelerden geçen iştirakçilere küçük ikramlar fırlatılabiliniyor. Şenliğin ana renkleri mor, altın ve yeşil. Şenlikte kullanılan renkler gücü, adaleti ve inancı sembolize ediyor. Ekseriyetle iştirakçilerin kostümleri de bu renkler ortasından seçiliyor. İştirakçiler, kendilerine fırlatılan armağanlar ve boncuklar ortasından kostümlerinin renklerine uyanları topluyor. Lakin şenlik boyunca yürürken siz bastığınız yerlere ve başınıza dikkat edin. Zira yere düşen boncuklar kayıp düşmenize sebep olabilir yahut başınıza gelen armağanlar canınızı yakabilir. Şubat ayı sonunda başlayan bu şenlik meraklılarını bekliyor.

Oktoberfest Almanya’nın Bavyera eyaletinin Münih kentinde her yıl eylül ayının sonu ve ekim ayının birinci haftasında düzenlenen, yaklaşık 2 hafta süren bir festivaldir. Her yıl yaklaşık 6 milyon kişinin katıldığı bu şenlik Münih kentindeki en ünlü şenliği diyebiliriz. Biranın su üzere aktığı bu şenliği gelin yakından inceleyelim.

Festivalın geçmişine bakacak olursak 1810 yılından başlayabiliriz. Kronprinz Ludwig (1786-1868), daha sonra Kral I. Ludwig (1825-1848), 12 Ekim 1810’da Saxe-Hildburghausen Prensesi Therese ile evlendi. Münihli vatandaşlar, kraliyet olayını kutlamak için kent kapılarının önündeki tarlalarda düzenlenen şenliklere davet edildi. 1811’de Bavyera tarımını teşvik etmek için bir şov eklendi ve 1818’de bu şovları hazırlamak için karnaval kabinleri ortaya çıktı; verilen ana mükafatlar gümüş, porselen ve mücevher idi. Kent büyükleri 1819’da şenlik idaresinin sorumluluğunu üstlendi ve Oktoberfest’in yıllık bir aktiflik haline gelmesine karar verildi.Festival süregelen tarihler olan Ekim ayının birinci Pazar gününü de içine alacak biçimde 16 gün sürer ancak Almanya Birleşme Gününe denk gelirse kutlamaların tarihi uzatılır.

Festival, ekseriyetle Almanlarca kısaca “d’ Wiesn” ya da “d’Waasn” olarak söylenen Theresienwiese (Therese Alanı) alanında yapılmaktadır. Şenliğin en kıymetli özelliği biradır ve her sene festival Münih Belediye Liderinin büyük bir özel imal ahşap bira fıçısına çeşme çakması ile şenlik başlar, Almanlar bu eylemi “O’zapft is!” (Bavyeraca: “Çeşmelendi!”) biçiminde seslendirirler. Bu şenlik için özel olarak Oktoberfest birası mayalanır ki bu bira hem tat hem de alkol bakımından biraz koyu renkli ve serttir. Bu bira Maß denen bir litrelik özel bardaklarda sunulur ve ilk Maß Bavyera Liderine ikram edilir. Yalnızca Münihli bira üreticilerinin bu özel birayı sunmalarına müsaade verilen şenlikte bu sunum adı Bierzelt olan binlerce kişinin sığabileceği devasa çadırlarda yapılır. Bu özel birayı tatmak ve sizde bu şenliğin tadını çıkarmak istiyorsanız Almanya rotanızı bu tarihlere nazaran belirleyin.

Aztekler‘den beri Meksika‘da kutlanan Ölüler Günü; renkli kostümlerin, ihtişamlı geçitlerin ve kadife çiçeklerinin çok kullanıdığı bir şenlik dersek abartmış olmayız. Meksika’da  Ölüler Günü Festivali‘nde, aileler bir ortaya gelerek atalar anılıyorlar ve cetlerinin en sevdiği yemekleri şenliğe özel olarak pişiriliyorlar.

Ölüler Bayramı (Dia Los Muertos),ölen atalarını anmak için bir ortaya geldikleri bir şenlik. Bu şenlikte, kadife çiçekleri (Cempasuchil) ile süsledikleri yerlerde dua ederler ve ölen aile bireylerinin sevdiği kokular/tütsüler ile sunak hazırlarlar.Öncelikle şuna bir açıklık getirelim. Zannedildiği üzere Ölüler Günü, Cadılar Bayramı’nın Meksika versiyonu asla değil! Cadılar Bayramı’nın korkutma ve yaramazlık üzerine olan yapısının tersine, Ölüler Günü‘nde renklerin ve hayatın ön plana çıktığı ve ölenlerin yad edildiğini görüyoruz.

Festivalin kökleştiren toplumlar;

• Aztekler (Eski Meksika halklarından biri),

• Toltekler (Pre-kolombiya halkıdır, Aztekler’den daha eskilerdir),

• Nahualar (Eski bir Meksika-El Salvador halkıdır, Aztek ve Toltek toplumlarının etnik kökenini oluştururlar.)

Ölülerinin gerisinden yas tutmanın saygısızca olduğunu savunan halk ölmüş aile bireylerinin ruhuyla bir ortada yaşamayı ve onları meskenlerine konuk etmeyi seviyor. 2008’de UNESCO tarafından kayıt altına alınan bu bayram, günümüzde tüm farklı etnik ve kültürel köklere sahip bütün Meksika halkı tarafından kutlanıyor.

Neşeli ve dansı seven Meksika halkı, Ölüler Günü süresince daha renkli ve dikkat cazip kostüme sahip olmak için birbirleriyle yarışa girerler. Pekala nedir bu kostüm ve özelliği nedir derseniz; Catrinas, 20. Yüzyılın birinci yarısında, Meksikalı çizer Guadalupe Posadas’nın yarattığı bir karakter. Posadas, “ölüm” kavramını insanlaştırır. Meksika toplumunun Avrupa hayranlığına karşı yapılan için iskeleti bir Fransız bayanı üzere giydirir. Verdiği isim çok manidardır: Calavera Garbancera! Posadas’ın ünlü kelamı “todos somos calaveras”, yani, “hepimiz iskeletiz” bu karakterin temeline ışık meblağ. “Her birimiz birebiriz. ” Posadas’nın kabri bu yüzden Ölüler Günü Festivali’de kesinlikle ziyaret edilir.

San Fermin Şenliği, Kuzey İspanya’daki Pamplona şehrinde her yıl 6 Temmuz ile 14 Temmuz ortasında yapılan, geçmişi eskilere dayanan bir kutlamadır. Bu kutlamada en değerli aktivite ‘encierro’ yani boğaların koşması ve şenlik haftası boyunca süren birçok öteki klâsik aktifliklerin yapılması. Lokal dilde Sanfermines olarak bilinen bu şenlik bir bütün olarak Pamplona ve Navarre’nin koruyucu meleği San Fermin onuruna düzenlenir. 

Festival öncesinde koşu için iştirakçiler hazırlık yaparlar. Kentin koruyucusu olduğuna inanılan Fermin (San Fermin) için dua ediyorlir ve klasik olarak koşu başlamadan evvel “A San Fermin Pedimos” müziği söylenir. 825 metrelik aralık koşusu üç dakika sürüyor ve boğa güreşi ile sonlanır. Şenlikte yaşananlar Amerikalı yazar Ernest Hemingway’in Güneş de Doğar adlı yapıtının merkezinde yer alır. San Fermin Şenliği, muhtemelen İspanya’da yapılan şenlikler ortasında milletlerarası arenada en çok tanınan şenliktir.

Tayland su şenliği, suyun temizleyici ve arındırıcı olmasını bir şenlik haline getirmiş.

Geleneksel su şenliğinde, beşerler su dolu kovalar yahut su tabancalarıyla sokaklara inerek su savaşı yapıyorlar. Kimisi işi abartıp su dolu tankla kenti gezip, önlerine çıkan herkesi otomobilden hortumla suluyorlar. Songkran Festivali’nin geçmişi, Buda heykellerinin yıkanmasına dayanıyor.Festival, ülkeden ülkeye birtakım küçük farklılıklarla çabucak hemen tüm ülkelerde 13-15 Nisan tarihleri ortasında yapılıyor. 13 Nisan sabahında berbat ruhları kovmak için ateşlenen havai fişek sesleri ile şenlik başlıyo. O gün birebir vakitte herkesin yeni yılın gelişini müjdelemek için kendini, meskenini, kıyafetlerini, meskeninin önünü temizlediği bir gün.

Wan Phaya Wan olarak anılan yılbaşı günü 15 Nisan’a yerli halk ‘Büyük Ehemmiyet Günü’ de diyor. Sabahtan tapınak ziyaretiyle başlayan yeni yıl gününde geçen yılda işlenen günahlar, yapılan yanlışlar yüzünden af dileniyor. Yanlış hareketlerin telafisi için aile büyüklerinin yanına giderek onların duası alınıyor. Bu merasimin sonunda yaşlı insanların elleri ve başı üzerine su dökülüyor.

Festivalin son gününde bu şenliğin kutlandığı tüm ülkelerde tam manasıyla su savaşı manasına geliyor. Su tabancaları, kase, kova ve içerisinde su taşınabilecek her türlü araç ve ekipmanla sokakları dolduran coşkulu kalabalık birbirini ıslatmak için bekliyor. Sizde kendinizi büyük bu su savaşı içinde bulabileceğiniz bu atmosferi yaşamak istiyorsanız bol kıyafet getirmeyi unutmayın.

İsveç’te yılın en uzun gününün akabinde 22 Haziran’da ülke çapında klâsik Midsommar (yaz gün dönümü) kutlanır.

İsveçlilerin başlarına çiçekten taç taktıkları bu günde doğurganlığı simgeleyen çiçekli bir direk toprağa gömülerek, tabiatın canlanacağına ve bitki örtüsünün renkleneceğine inanılmakta. Şenlikte beşerler güne çiçek toplayarak ve topladıkları çiçekleri halka yaparak bayramda süslenen Midsommar direğine asıp, kurbağa dansları ve müzikleri eşliğinde Midsommar direğinin (Midsommarstången) etrafında halka formunda el ele tutuşan İsveçliler, müzik eşliğinde dans ederler. Lokal halk, tabiata çıkarak bol bol bira içer, balık fiyat ve direğin etrafında yılın en uzun gününü kutlar Cümbüş güneş batana yani gece yarısına kadar devam eder.

İlk olarak 1952 yılında İsveç Parlamentosu, yaz periyoduna geçişin kutlanmasına fakat daha sonraki yıl bu kutlamanın her sene şenlik olarak kutlanmasına karar vermiş. Şenlik günü kent merkezlerinde açık dükkan bulunsa da kırsal alanlarda herkes dükkanını kapatarak cümbüşe katılır. Sizde kurbağa dansı öğrenmek ve Midsommar direği etrafında dans etmek istiyorsanız tatil planınızı bu tarihlere nazaran ayarlamayı unutmayın.

Dans ve cümbüşün günlerce durmadan devam ettiği Rio Karnavalı kutlamalarının kökeni 1650 yıllına kadar uzanıyor. Portekizlilerin ‘Entrudo’ şenliği Brezilya’da Rio Karnaval’ın doğuşuna ilham verdi.

1840yılında birinci Rio maskeli balosu polka ve vals dansları eşliğinde yapıldı. Rio Karnavalı şuan ki haliyle birinci olarak 1723, Samba okullarının birinci resmi geçidi 1932 yılında gerçekleşti. Her yıl samba okullarından binlerce dansçı, müzikçi ve müzisyen, Rio Karnavalını Sambodromo’da süzülen gösteriler, kostümler ve Samba sesleri ile dolup taşıyor. Her okullar yıl boyunca karnaval için hazırladıkları tüm kuvvetli çalışmayı göstermek üzere yaklaşık 85 dakika boyunca performanslarını sergiliyorlar. Karnavalın birinci 2 günü 12 samba okulunun stadyumda şampiyonluk unvanı için yarıştığı iki değerli gün. Tipik Rio karnavalı geçit merasimi, Rio’da bulunan (yaklaşık 200’den fazla, beş lige / kısma bölünmüş) sayısız samba okulundan şamandıralar ve süslemeler ile dolu oluyor. Dans ve cümbüşün nirvanasını sizde yaşamak istiyorsanız 17 şubatta Brezilya’ya seyahat planlamayı unutmayın.

Venedik karnavalının nasıl başladığına dair farklı söylentiler bulunuyor. birinci karnavalın 1162 yılında halk tarafından Patriğe karşı kazanılan zaferi kutlamak için yapıldığına inanılıyor. Bir öbür rivayete nazaran de karnavalın Pagan kültüründe baharı karşılamak hedefiyle yapıldığı da düşünülüyor.

Diğer rivayete nazaran 1348 yılında kentin nüfusunun yarısının vefatına sebep olan kara veba salgını nedeniyle hayatta kalan hastalıklı insanların imgelerini gizlemek için uzun kıyafetler giyip maskeler taktığı söyleniyor. Vakitle bu maskelere renkler eklenerek simge hâline gelmiş. Hatta uzun burunlu maskelere veba maskesi denilmiş. Ortadan yüzyıllar geçmesinden sonra bile maskelerde görülen hüzün ve donuk tabirin hala devam görebilirisiniz.

Bir öteki rivayete nazaran Venedikliler’in partilerde kimliklerini gizleme istedikleri için maske taktıklarını böylece üst sınıfın alt katmandan insanların kaynaşabildiği söyleniyor. Ne diyelim sebep aşikâr değil fakat hedef eğlenmek ve hakkını veriyorlar.

1797 yılında Napolyon kostüm giymeyi ve cümbüşleri yasaklamış ve karnaval yaklaşık 200 yıllık bir mühlet boyunca yapılmamış. 1979 yılında makûs giden turizmi canlandırmak için tekrar yapılmaya başlanmış. Karnaval müddetince giyilen rengârenk kıyafetler ve takılan birbirinden enteresan maskeler, kenti hayli hareketli bir cümbüş ve ilgi merkezi hâline getiriyor.

İtalyan kültürü ve maskeli şenlikler ilginizi ekiyorsa 15 şubatta başlayan ve 20 gün süren bu gizem dolu şenliği kaçırmayın.