Ultimate magazine theme for WordPress.

YDS, YÖKDİL VE YDT Üzere İngilizce İmtihanlarında Kesinlikle Karşınıza Çıkacak Tabirleri Söylüyoruz!

0 139

YDS, YÖKDİL ve YDT üzere kuvvetli İngilizce imtihanlarına hazırlananlar için amme hizmeti! Bu imtihanların ne kadar güç olduğunu biliyoruz. Bu yüzden imtihanları kolaylıkla geçebilmek ve yüksek puan almak isteyenlerin bilmesi gereken tüyoları sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bu içeriğimizde sizler için kesinlikle karşınıza çıkacak ve geçmiş imtihanlarda da sorulmuş tabirleri derledik. Haydi bir bakalım!

100. Hit the books – İneklemek

usadultliteracy.com

99. Hit the sack – Kafayı vurup yatmak

98. Twist someone’s arm – Ağzından girip burnundan çıkmak

97. Stab someone in the back – Birini sırtından bıçaklamak

96. Lose your touch – Bir hususta marifetini kaybetmek/Eskisi kadar düzgün olmamak

xn--anglekiteaj-vnb10i.com

95. Sit tight – Sabırlı olmak

94. Pitch in – Katkıda bulunmak

93. Go cold turkey – Bir alışkanlığı bırakmak

92. Face the music – Ceremesini çekmek

91. Ring a bell – Bir şey çağrıştırmak

90. Blow off steam – Deşarj olmak, İçini döküp rahatlamak

89. Cut to the chase – Sadede gelmek

88. Up in the air – Askıda/Belirsiz olmak

87. On the ball – İşini bilmek, Açıkgöz/Uyanık olmak

86. Born with a silver spoon in one’s mouth – Varlıklı bir aileden/Şanslı doğmuş

85. To go from rags to riches – Sıfırdan güçlü olmak

84. Hisse an arm and a leg for something – Bir servet ödemek

83. To have sticky fingers – Eli uzun olmak

82. To give a run for one’s money – Kök söktürmek

81. To pony up – Borcunu ödemek

80. Get over something – Bir şeyi atlatmak

79. To ante up – Borcunu ödemek

78. Break even – Ne kar ne de ziyan etmek

77. Break the bank – El yakmak

76. To be closefisted – Eli sıkı olmak

75. To go Dutch – Alman yöntemi yapmak

74. Shell out money/to fork over money – Bir şey için ödeme/harcama yapmak

73. Midas touch – Tuttuğu altın olmak

72. In the red/In the black – Borcu olmak/Borcu olmamak

71. Receive a kickback – Rüşvet almak

70. Living hand to mouth – Ucu ucuna geçinmek

69. To be loaded – Çok paraya sahip olmak

68. Make ends meet – Kıt kanaat geçinmek

67. As genuine as a three-dollar bill – Sahte

66. Rule of thumb – Genel kabul görmüş bir kural

65. Keep your chin up – Metin olmak

64. Find your feet – Ayak uydurmak

63. Spice things up – Renk katmak

62. A piece of cake – Çocuk Oyuncağı

61. Cool as a cucumber – Soğuk kanlı/Sakin

60. A couch potato – Miskin/Televizyon karşısında vakit öldüren

59. Bring home the bacon – Ekmek parası kazanmak/Evi geçindirmek

58. In hot water – Hapı yutmak

57. Compare apples and oranges – Elmayla armudu karşılaştırmak

56. Not one’s cup of tea – Kalemi olmamak

55. Eat like a bird – Kuş üzere yemek

54. Eat like a horse – Öküz üzere Yemek

53. Get over something – Bir şeyi atlatmak

52. Butter [someone] up – Pohpohlamak/Yağ çekmek

51. Food for thought – Düşündürücü şey

50. A smart cookie – Zeka küpü

49. Packed like sardines – Balık istifi

48. Spill the beans – Baklayı ağzından çıkarmak/Ağzından kaçırmak

47. A bad apple – Çürük elma

46. Bread and butter – Ekmek teknesi

45. Buy a lemon – Külüstüre para vermek

44. A hard nut to crack – Çetin ceviz

43. Have a sweet tooth – Tatlı düşkünü olmak/Tatlıya zaafı olmak

42. A storm is brewing – Fırtına geliyor

41. Calm before the storm – Fırtına öncesi sessizlik

40. Weather a storm – Zorlukların hakkından gelmek/Badire atlatmak

39. When it rains, it pours – Aksilikler daima üst üste gelir

38. Chasing rainbows – Olmayacak işlerin peşinde koşmak

37. Rain or shine – Ne olursa olsun

36. Under the sun – Yeryüzünde

35. Evvel in a blue moon- Ender/Kırk yılda bir

34. Every cloud has a silver lining – Her şerde bir hayır vardır.

33. A rising tide lifts all boats – İktisat güzel giderse bundan herkes fayda sağlar

32. Get into deep water – Ayvayı yemek

www.thegoodbook.co.uk

31. Pour oil on troubled waters – Ortalığı yatıştırmak

30. Make waves – Ortalığı karıştırmak

29. Go with the flow – Akışına bırakmak

28. Lost at sea – Başı karışmak

27. Sail close to the wind – Riskli işler yapmak

26. Make a mountain out of a molehill – Pireyi deve yapmak

25. Gain ground – Uzaklık katetmek

24. Walking on air – Sevinçten havalara uçmak

23. Many moons ago – Çok uzun vakit önce

22. Castle in the sky – Hayal

21. Down to earth – Ayakları yere basan

20. Salt of the earth – Saygıdeğer/Muhterem

19. The tip of the iceberg – Buz dağının görünen kısmı

18. Break the ice – Resmiyeti gidermek/Havayı yumuşatmak

17. Sell ice to Eskimos – Tereciye tere satmak

16. Bury your head in the sand – Devekuşu üzere başını kuma gömmek

15. Let the dust settle – Ortalığın sakinleşmesini beklemek

14. Clear as mud – Anlaşılmaz/Arapsaçı gibi

13. As cold as stone – Buz üzere soğuk

12. Between a rock and a hard place – İki ortada bir derede kalmak

11. Nip something in the bud – Yılanın başını küçükken ezmek/En başından engellemek

10. Barking up the wrong tree – Olmayacak duaya amin demek/Yanılmak

9. Out of the woods – Düzlüğe çıkmak/Kritik safhayı atlatmak

8. Can’t see the forest for the trees – Detaylar içinde boğulmak/Büyük resmi görememek

7. To hold out an olive branch – Zeytin kısmı uzatmak

6. out of the blue – beklenmedik bir anda

5. It’s raining cats and dogs – Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyo

4. No pain, no gain – İstediğin şey için uğraşmak zorundasın

3. So far so good – Şu ana kadar her şey yolunda

2. Get out of hand – Denetimden çıkmak

1. A blessing in disguise – başta makûs üzere görünen uygun bir şey

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

body to body massage Antalya body to body massage İstanbul aşk büyüsü 7dak Dudak Dolgusu - UC Yükle - Elmas Yükle - evden eve nakliyat fiyatları - Bursa çamaşır makinası - top havuzu - https://meskhaber.com/