Akademik Literatürde CHP’ye Övgüler: Nureddin Nebati, Doktora ve Yüksek Lisans Tezlerinde CHP İçin Ne Diyor?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, kendisinin de geçen aylarda belirttiği üzere akademik çalışmalarını ileterek ‘Doç. Dr.’ unvanı olan bir siyasetçi. Bakan Nebati, her ne kadar ekonomiyi yönetse de lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi’nde, yüksek lisansını birebir üniversitenin Memleketler arası İlgiler kısmında ve doktorasını da Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’nde tamamladı. Kısaca akademik eğitimi olan bir siyasetçi olan Nebati’nin yüksek lisans ve doktora tezlerinde CHP’ye yönelik telaffuzları dikkat çekti.
Nureddin Nebati’nin yüksek lisans tezinin başlığı, “Türkiye’de İslami Siyasal Hareket” olurken, danışman hocası da ünlü Prof.Dr. Deniz Ülke Arıboğan olmuş.
Tezini 2002 yılında yazan Nebati, ‘İslamî siyaseti’ baz aldığı için olsa gerek tek parti periyodundan bahsederken, ‘devlet terörü’ üzere kavramlar kullanmış, ‘CHP’liler’ için de ‘faşizan, üstenci görüşler, jakobenist ve baskılayıcı politikaları’ olduğunu belirtmiştir.
Ancak doktora tezinde geldiğinde Cumhuriyet’ten Bora Erdin’in incelemesine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’ye yönelik söylemlerinde farklı sözler olduğu görülüyor.
Nebati’nin doktora tezi Kocaeli Üniversitesi Toplumsal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu İdaresi ana bilim kısmı ve programında 2014 yılında 330 sayfadan oluşuyor.
“AK Parti Teşkilatlarının demokratik Bedellere Bakışı Üzerine Mukayeseli Bir Tahlil: Ulusal Görüşten Muhafazakâr Demokrasiye” başlığını taşıyan doktora tezinin danışmanları da o devir Prof. Dr. Yılmaz Bingöl ve Doç. Dr. Ramazan Şengül olmuş.
Danışmanlardan Prof. Bingöl, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde bulunurken, çalışmaları arasında 15 Temmuz, Seyahat üzere incelemelerin yer aldığı göze çarpıyor.
Doç. Şengül de şu periyot Prof. olarak Kocaeli Üniversitesi’nde vazifesine devam ederken, yüklü AB ve kamu idaresine yönelik araştırmalar yapıyor.
Nebati, doktora tezinde CHP için ne diyor?
Gelelim Nebati’nin CHP’nin tek parti olarak iktidarda bulunduğu 1923-1950 periyodunu akademik incelemesine; Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu devirde çok sayıda cami, mescit, medrese, tekke, türbe, mezarlık kapatıldığını argüman ederken, Nebati doktora tezinde şu ifadelerle o periyodu şöyle betimliyor:
Demokrat Parti, cumhuriyetin çizdiği temel laiklik çerçevesinin dışına çıkmayan “dozajında bir İslam” uygulamasının temel aktörüdür, fakat bu İslami yükselişi Türkiye’de yerleşmekte olan Amerikan merkezli yeni bir iktisadi siyasetin yani liberalleşmenin getirdiği demokratikleşme rüzgarları ile birlikte pahalandırmak gerekir. 2. Dünya Savaşı sonrasında dine verilen değer Batı ile bütünleşme eforunun bir tezahürüdür, hakikaten dine karşı son derece sekter bir tutum geliştiren CHP bile daha ölçülü bir siyaset benimsemiştir.
“CHP din eğitimine ve din adamları yetiştirilen okulların kurulmasına müsaade vermiştir.”
Sonrasında da CHP’nin yaptıklarını şöyle anlatıyor:
CHP din eğitimine ve din adamları yetiştirilen okulların kurulmasına müsaade vermiş; ilkokul müfredatına seçmeli din dersi konmuştur. Ulusal Eğitim Bakanlığı’na bağlı İmam Hatip kurslarının açılması, hacca gitmek isteyenlere döviz sağlanması üzere kararlar almıştır. Fakat bütün bu gayretler halk nezninde samimi bulunmamış olmalı ki, halk 1950 seçimlerinde CHP yerine DP’yi iktidara taşımıştır.
Bakan Nebati’nin tezinde “Demokrat Parti’yi iktidara taşıyan temel dinamiklerden biri elbet din olgusudur” cümlesi de dikkat çekerken, ‘Demokrat Parti kozmik iktisat ve dini özgürlük söylemi üzerinden popülist bir siyaset üretmiştir’ söylemi de eklenmiş görülüyor.
Yine de Nebati’nin yüksek lisans tezindeki telaffuzlardan çok uzakta olmadığı da görülüyor.
Yükse lisans tezinde, ‘Cumhuriyeti kuran irade, çağdaşlık projesini İslam’a aykırılık üzerinden kurmuştur’ diyen Bakan Nebati, doktora tezinde de evvel alıntı yapıyor ve sonrasında kendi görüşünü şöyle ekliyor:
Ömer Çaha’ya nazaran CHP, Atatürk’ten sonra bir kırılma yaşayarak seçkinci bir yapı haline gelmiş ve Kemalist ideolojisi durağan, tenkide kapalı, elitist, laikçi, dogmatik bir ideolojiye dönüşmüştür. Kanımızca bu türlü bir eğilim çok daha evvel başlamıştır.
