Atatürk Soyadını Aldı, Aziz Naaşı Etnografya’ya Kondu; Atatürk’ün Günlükleri: 21-27 Kasım
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Beni görmek demek kesinlikle yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim hislerimi anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.’ derken onu daha güzel anlayabilmek için hareketlerini, telaffuzlarını anlamamız gerektiğini söz eder. İşte bu yüzden biz de onun günlüklerinden yola çıkarak onu daha âlâ anlayalım istedik. Bakalım Büyük Kurtarıcı geçmişte, 21-27 Kasım arasında neler yapmıştı?
Kaynak: Atatürk Araştırma Merkezi
Kronolojik Fotoğraflar: İşte Atatürk
21 Kasım 1938


Atatürk’ün tabutunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi önündeki katafalktan alınarak büyük merasimle süreksiz kabir olarak ayrılan Etnografya Müzesi’ne getirilir ve hazırlanan mermer lahdin üzerine konulur.
22 Kasım 1918

Tümgeneral Mustafa Kemal, o gün, cuma selâmlığını takiben mahfil-i hümayun’da Padişah Vahdettin tarafından kabul edilir ve Mütareke’den sonraki siyasî durum hakkında görüşür.
23 Kasım 1920

Mustafa Kemal Paşa, Ermenilerle yapılacak barış görüşmelerine Ankara hükümetinin delegeleri olarak katılacak olan Hamit ve Necati Beyefendilere o gün şu talimatı verir: ‘…Ermenilere vekâlet ve onları himaye emeliyle işe karışmak isteyenlere karşı aracılık kabul etmediğimizi tabir edebilirsiniz. Hukukumuzdan zerre kadar fedakârlığa razı olunamayacağı muhakkaktır. Kâzım Karabekir Paşa Hazretleri’ne Dışişleri’nden bu mevzuda gerekli talimat verilmiştir.’
24 Kasım 1934

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, o gün, Meclisten çıkan kanunla ‘ATATÜRK’ soyadını alır.
25 Kasım 1924

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, o gün, Le Matin gazetesi müellifi Madam Titaniya’ya hilâfetin kaldırılması hakkında şunu söyler: ‘…Hilâfet, mazinin bir düşü olup vaktimizde yeri yoktu!’
26 Kasım 1930

Gazi, o gün Samsun’da çeşitli ziyaretler yapar. Lisede öğrencilerle ders dinler ve Türk Ocağı’nı ziyaret eder. Buradan ayrılırken ise şöyle der: ‘Milletin değerli ve seçkin gençleriyle konuşmak benim için saadettir. Bu saadeti uzatmak isterdim; lakin vapuru bekletmemek lâzım. Çok şad oldum.’
27 Kasım 1919

Mustafa Kemal Paşa, o gün, Cemal Paşa’ya bir telgraf çeker: ‘…Devletin iç işleri ve siyasî işlerinin iştirak kabul etmediği bir gerçek olmakla bir arada, gibisi görülmemiş bugünkü durumda, vatan ve milletin mukadderatını temin edecek olan millî örgütü bozacak hiçbir muameleye milletin razı olmayacağı da pek yasal ve natüreldir. …Heyetimiz, imzası altındaki üstlendiği konulara tamamiyle sadıktır. Lakin, üstlenmelerin karşılıklı olması gerekir. Halbuki hükümet, Salih Paşa’nın imzası altındaki üstlenme ve notların şimdi hiçbirini yerine getirmemiş ve varsa engelleyici nedenleri de bildirmemiştir.’