Listede Türkiye de Var! Kapının Önünden Geçen Trenleriyle Dünyada Sizi Şaşkına Çevirecek Sıra Dışı Yerler

Salar De Uyuni, Temmuz ve Ekim ayları ortasında ziyaret edilen dünyanın en garip ve büyük tuzlasıdır.  Bu yer parlak beyaz tuz, kaya oluşumları ve kaktüs adalarından oluşan kurumuş bir gölün kalıntısıdır. Yüzeyde ince bir su katmanı oluştuğunda ise dünyanın en büyük doğal aynasıdır.

Dünyanın en garip yerlerinden biri de kırmızı Natron Gölü’dür. Afrika’daki gölde büyük ölçüde sodyum bikarbonat bulunur. Bu yüzden göle giren hayvanlar kireçlenir ve bir mumya üzere heykele dönüşür. Yüksek alkali nedeniyle de gölün rengi kırmızıdır. Taşlaşmış göl olarak bilinen Natron ayrıyeten küçük flamingolar için bir otlanma alanıdır.

Görenleri şaşkına çeviren ve hayran bırakan 19. yüzyılda taştan inşa edildi ve köprü yuvarlak bir yüzüğü andırır. Tabiatın sahip olduğu yüzük olarak isimlendirilen Şeytan Köprüsü yarardan çok estetik hedefli inşa edilmiş. Köprünün her iki ucunda da Almanya’nın birçok yerinde yaygın olarak görünen bazalt sütunlu kayadan yapılan ince kuleler var. Sihirbazın Çırağı ve Matrix Resurrections’ın bir sahnesi bu köprüde çekilmiştir.

Benekli Göl Khiluk, dünyanın en mineralli gölüdür. Onu dünyanın en tuhaf yerleri ortasında sayan şey, 365 adet mozaik gibisi desende havuza sahip olmasıdır. Bu lekelerin her biri eşsiz bir kimyasal içeriğe sahiptir ve farklı hastalıkları güzelleştirdiği söylenir.

Slope Point, Yeni Zelanda’nın en güney noktasıdır ve dünyadaki tuhaf yerlerden bir başkasıdır. Buradaki orman, ağır Antarktika rüzgarları sayesinde kalıcı olarak bükülen ve rüzgarla savrulan ağaçlara mesken sahipliği yapıyor. Etrafta konut olmamasına karşın koyun yetiştiriciliği için kullanılan bir yer.

Ebedi Alev Şelalesi, dünyanın en çılgın yerlerinden biridir.  New York’taki şelalenin tabanında küçük bir kesim, doğal gaz yayar ve ateş yakılabilir. Bu alev tüm yıl boyunca görülebilir. Sönebilir lakin orta sıra tekrar yakılması gerekir. Alev, doğal gazlarla beslenir.

Ukrayna’nın Klevan kenti yakınlarında bulunan ve burayı Orzhiv’e bağlayan endüstriyel hedefli demiryolunun bir kısmıdır. Yeşil kemerlerle çevrilidir. Günde üç defa tren geçer ve sevgililerin yürüyüş yapmak için favori bir yeridir.

1954 yılında Guido Galletti tarafından yapılan ve 2.5 metre uzunluğunda batık, bronz bir İsa heykelidir. İsa’yı başı ve elleri göğe kaldırılmış olarak barış kutsamasını yaparken tasvir ediyor. Aynısının orjinal kopyası, Akdeniz’de San Fruttuoso açıklarında, Camogli ve Portofino ortasında yer alır.

Beş renkli ırmak ve sıvı gökkuşağı olarak isimlendirilen ırmak dünyanın en tuhaf yerleri ortasındadır. Temmuz sonundan Kasım ayına kadar ırmak yatağı çeşitli renklerde sarı, yeşil, mavi, siyah ve bilhassa kırmızıdır. Yaz aylarında bu Kolombiya ırmağı bitki örtüsü yüzünden kırmızıya döner.

Palau’da 70 adet göl vardır fakat bu göl onlardan büsbütün farklıdır. Gölün çerisinde denizanaları vardır. Denizanası popülasyonunun azalması nedeniyle bilim insanları tarafından 2012 yılında halka kapatıldı lakin son yıllarda denizanası popülasyonu arttı ve bir sefer daha halka açıldı.

Karın hiç bitmediği Antarktika’da kan şelalesi ürkütücü bir manzara oluşturmaktadır. Alaska Üniversitesi araştırmacılarına nazaran suyun kırmızı olmasının nedeni içerisinde çok ölçüde demir bulunmasıdır. Paslanmış demir tuzlu suyla birleştiğinde ortaya kırmızı su meydana gelmektedir.

Rhone ve Arve ırmakları ortasında beşere şaşkına uğratan bir zıtlık vardır: Biri mavi oburu ise kahverengi. İki ırmak İsviçre’nin Cenevre kentinde yan yana gelir ve birbirine karışır.

Maldivler’in Vaadhoo Adası’ndaki Yıldız Denizi her yıl milyonlarca turisti kendine çekiyor. Denizde ışık saçan canlı organizmalar gece boyunca parlıyor ve ortaya şahane bir görünüm çıkıyor.

Naica madenindeki dev Kristallerin Mağarası dünyadaki en tuhaf yerlerden biridir. Bu devasa yapı, 500.000 yıldan fazla bir müddettir Meksika’nın altında büyüyor. İçerisinde dev selenit kristalleri bulunmaktadır. İsmini Yunan ay tanrıçası Selene’den almıştır. Herkesin girmesine müsaade verilmez. Bunun nedeni mağaranın çok derecede sıcak ve nemli olması ve özel soğutucu elbiseler giymeden içeriye girenlerin sıcak çarpmasından ölme riskiyle müsabakasıdır.

Genellikle Vinicunca olarak anılan Gökkuşağı Dağı, Peru’da renkli bir doruktur. Dağa ulaşmak son derece zordur. Yedi rengi mineralojik bileşiminden meydana gelir. Dağ pastel mavi, ağır kırmızı, yeşil, pembe ve sarı renklerle boyanmış üzeredir.

Polonya’nın kuzey batısındaki bir kasabada yaklaşık 400 tane çam ağacından oluşan bu ormanda çamların gövdelerinin bir kısmından sonra 90 derecelik bükülmeyle eğri bir formda büyüdükleri şimdi tespit edilemedi. 1930 yılında Almanya İmparatorluğu’nun Pomeranya vilayetine bağlı olan bölgede dikilen ağaçların ne insan ne de bir makine faktörüyle bu hale getirilemeyeceği incelemeler sonucunda belirlendi.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Arizona eyaletinde, Utah ile kuzey sonuna yakın bir yerde bulunan bir kumtaşı kaya oluşumudur. Bölgenin kırılgan tabiatı ve ziyaret etmek isteyen çok sayıda insan olması nedeniyle ziyaretler kurayla yapılır.

Suudi Arabistan’da ortadan ikiye bölünmüş ve her ikisi de küçük esaslar üzerinde dengelenen bir yeryüzü biçimidir. Kayanın genel formu, kayanın korunan alt tarafındaki nemli şartlar nedeniyle mümkün olabilecek rüzgar erozyonu ve kimyasal ayrışma nedeniyle olabilir. Kaya yaklaşık 6 metre yüksekliğinde ve 9 metre genişliğindedir.

Doğal akustiği, simetrik kare görünümüyle bilinen ve ıssız Staffa adasında bulunan bir deniz mağarasıdır.  18. yüzyılda İskoç şair-tarihçi James Macpherson’ın epik bir şiirinin birebir ismi taşıyan kahramanından sonra Fingal Mağarası olarak tanındı.

Ruby Falls mağarası, sarkıtlar, dikitler, sütunlar ve akış taşı üzere kıymetli mağara oluşumlarına sahiptir. Tennessee yakınlarındaki Lookout Dağı’nda yer almaktadır ve milyonlarca yıldır var olmaktadır. Turistik yer olan mağaraya 1930’larda mor elektrik lambaları takıldı.

Hanoi’nin yerleşim bölgesi ve ticari bölgesi boyunca mağazaların kapılarından birkaç inç uzakta geçen bir demiryolu çizgisidir. Vietnam, Hanoi’de günde iki defa süratle geçen bir trenin geçtiği bir sokak var. Trenin önünde kalan beşerler öldürülmekten kaçmak için bitişik duvara sıkıca yapışıyor yahut yakındaki bir kafeye dalıyor.

Yaklaşık 60 milyon yıl evvel burası ağır volkanik patlamalara maruz kaldı. Lav soğudukça ve bölgeyi saran duman kayboldukça, beşerler sütun gibisi yapıların çıkıntı yaptığını buldular. Şaşırdılar ve nedenini araştırmaya başladılar. Bilim insanları bugüne kadar bu kayaların sertliği karşısında şaşkına döndü. Yapının bir benzerine Sinop’a bağlı Boyabat ilçesinde rastlanır.