Aşk İlacı, Ananda ve Sakinleştirici! Çikolatanın İçindeki Unsurların İnsan Bedeninde Yarattığı Kusursuz İşler

Kafein, çay ve kahve ile bağdaştırılsa da aslında çikolatada da az ölçüde bulunur. Kafeinin merkezi hudut sistemi ve kalp üzerinde uyarıcı bir tesiri vardır. İnsanların zihinsel faaliyetlerini hızlandırır ve uyanıklığını artırır. Fakat bazen baş ağrısına da neden olabilir; hatta damarlarda daralmaya yol açabilir.

Teobromin, kakao çekirdeğinin içinde bulunan unsurlardan biridir. Hudut sisteminde zayıf bir uyarıcılığı vardır ve tüketildiğinde bedende kısa bir müddet kalır. Teobromin, çikolataya acı tadını vermekten sorumludur. Fazla tüketimi beşere rahatsızlık verebilir lakin çikolatada az bulunduğu için bu ihtimal anca çok çikolata yerseniz geçerli olur.

Fenollerin bir antioksidan vazifesi görerek kalp hastalığına karşı koruduğuna inanılır. Bir kare sütlü çikolatada, bir bardak kırmızı şarapla tıpkı ölçüde fenol içerir. Hatta bitter çikolata daha da fazlası vardır. Yani bitter çikolatalar kap hastalıklarına yeterli geliyor diye boşuna demiyorlar.

Çikolata feniletilamin içerir ve bu husus kan basıncını ve kan şekerini yükseltir. Sonuç olarak, kendimizi daha uyanık hissederiz ve bize âlâ olma ve memnuniyet duygusu verir. Feniletilamin ‘aşk ilacı’ olarak bilinir ve çikolatanın afrodizyak olarak sayılmasının nedeni de budur. Aşık bir kişinin beyin kimyasını taklit eden bir kimyasaldır, bu nedenle bedendeki feniletilamin düzeyleri yüksek olduğunda, platonik aşktan kaynaklanan depresyonu giderir.

Çikolata, beyinde üretilen anandamid olarak bilinen bir unsur içerir. Sanskritçe “ananda” sözü memnunluk, sevinç ve zevk üzere manalara geliyor. Bu kimyasal, esrarın doğal bir sarhoşluk vermesine misal ve kendimizi uygun hissetmemizi sağlayan bir tepkisi tetikler. İnsanlardaki tesirleri görelidir. Ağrı algısını azaltır, vakit algısını değiştirir, süreksiz bir yeterli olma hissi yaratır.

Serotonin, bizi rahatlatan ve sakinleştiren Prozac’a benzeri bir tesire sahiptir. Beden üzerinde pek çok tesiri vardır. Nöronları uyarır, sindirimde hareketlenme yaratır, rahim üzere düz kasların kasılmasını sağlar ve kişinin kendisini uygun hissetmesini sağlar. Bedendeki serotonin ölçüsü azaldığında insan tatlı yiyecekler aşermeye başlar.