Son yıllarda yükselişe geçen enflasyonla çabamız sürüyor. Gayret denildiğinde, Türkiye’de ayrışan bir görünüm olması bilhassa ekonomistlerin gündeminde tartışmalara neden oluyor. Dünyada da enflasyon tartışmaları sürerken, Türkiye nerede ayrışıyor? Ekonomistler neyi savunuyor? Bunları insan vücudu üzerinden açıklayalım.
Enflasyonu, obezite olarak ele alırsak bunun bir sıhhat sorunu olduğundan yola çıkıyoruz.
ABD, Avrupa ve Türkiye’nin 2020-2022 enflasyon oranlarının olduğu grafikte herkesin kilo aldığı aşikar olurken, Türkiye’de bu süratli ve fazla olmuş üzere görünüyor. Neden pekala?
Şimdi size dünyanın en ünlü ve medyatik obezite uzmanı Dr. Now üzere anlatacağız!
Obezite bir sıhhat meselesidir. Yalnızca kilo almakla açıklanamaz. Organların fonksiyonlarını de bozar. Obeziteye karşı en değerli tedbir sağlıklı beslenmektir. Cerrahi müdahale de bir seçenek olurken, sağlıklı beslenmek, fizikî aktivitelerle de desteklenirse düzgün bir sonuç alınır.
Enflasyon, pandemi süreci sonrası bir talep patlaması olarak yalnızca fast food beslenmek olarak düşünülürse, ABD ve Avrupa geç de olsa bu beslenme programında değişikliğe gitti.
Faiz artırımlarına burada sağlıklı beslenmek denilebilir. Şimdilik kilo alımını bu biçimde yavaşlattıkları görülüyor. Resesyon da kimi organlardaki hasar ya da kilo vermeyle bedende oluşan sarkmalar olarak olarak görülebilir.
Türkiye, nasıl bir yol izliyor? Bildiğimiz üzere heterodoks olduğu söylenen, teoride farklılıkları olsa da başka ülkelerin bilakis yolda ilerliyor.
Kısa tasviri, bol kalorili yiyecekleri kesmiyoruz! Fast food’a tam gaz devam ederken, bir yandan da kardiyo yapıyoruz. Yani metabolizmayı hızlandırıyoruz. Bu formda yağ yakmayı hedefliyoruz.
Vücut bu kadar harekete alışık değilken, bu kadar yüklenmek nasıl sonuçlar verecek bekliyoruz.
Üstelik yaktığımızdan daha fazla kalori almaya devam ediyoruz. Siz ne dersiniz? Yorumlarda buluşalım👇👋
