Eski İdeal Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi sonrasında kuşkulu Tolgahan Demirbaş’ın gözaltına alınması ve özgür bırakılmasının ayrıntıları ortaya çıktı. Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nin eski yöneticilerinden Demirbaş, MHP milletvekili Olcay Kılavuz’un konutunda yakalanmış ve 8 saat sonra hür bırakılmıştı.
Sinan Ateş cinayetinin şüphelisi Tolgahan Demirbaş’ın yeri cep telefonu sinyali ile tespit edildi
T24’ten Tolga Şardan, Tolgahan Demirbaş’ın gözaltı sürecini köşesinde kaleme aldı. İşte Şardan‘ın yazısı:
Eski İdeal Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ait soruşturma sürüyor.
Olayla ilgili yürütülen tartışmaların odağında MHP Milletvekili Olcay Kılavuz var. Kılavuz’un bulunduğu adreste yakalanan cinayet zanlılarından birinin nasıl bırakıldığı merak konusu…
Ülkücü topluluk içinde büyük reaksiyon çeken suikastın tertibinde vazife yaptığı tez edilen Tolgahan Demirbaş’ın yakalanması sürecinde yaşananlarla ilgili kıymetli bilgilere ulaştım.
Ülkü Ocakları Genel Merkez eski yöneticilerinden Demirbaş’ın, Ateş’in öldürülmesinde sorumluluğu olduğunu düşünen Ankara Polisi, birebir anlarda yaptığı cep telefonu sinyal bilgilerine ulaştı.
Demirbaş’ın kullandığı cep telefonun baz bilgilerini takip eden Ankara Emniyeti Asayiş Şubesi, kuşkulu ismi yakalamak için belirlenen adrese gitti.
Asayiş Şubesi’nde müdür yardımcısı misyonundaki bir emniyet müdürünün başında bulunduğu grup, Demirbaş’ın bulunduğu adrese gittiğinde, meskende birebir vakitte MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un da bulunduğunu gördü.
Özel görevlendirilen polis grubu, ortaya çıkan yeni durumu çabucak amirlerine bildirdi.
Kendilerine gelen ‘Eve girin, şahsı alın‘ buyruğu üzerine polis takımı, kuşkulu Tolgahan Demirbaş’a yönelik gözaltı süreci yapmak hedefiyle konuta gittiğinde, kapıyı MHP’li Kılavuz açtı.
Bu ortada Kılavuz’un Ankara Emniyeti tarafından tahsis edilen polis muhafazaları da Ankara Emniyeti Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı tarafından görevlendirilen emniyet müdürü liderliğindeki sivil polis takımına müdahale etmek istedi.
Fakat Asayiş Şubesi’nin takımı müdahale edilmesine müsaade vermedi. Vazifeli emniyet müdürü bu defa MHP’li Kılavuz’un yansısıyla karşılaştı.
Kılavuz, kendisinin milletvekili olduğunu ve gözaltı süreci yapılamayacağını söyledi. Buna karşılık, Asayiş Şubesi’nin sivil grubunun başındaki emniyet müdürü, ‘Sizi almayacağız, yanınızdaki şahsı alacağız‘ karşılığını verdi.
Bunun üzerine, Kılavuz sonlandı ve ‘Siz gidin, sahibiniz gelsin‘ formunda hakaretvari sözlerle birlikte savcı talimatı getirilmesini istedi.
Ekibin yaptığı görüşme sonrasında polis grubu, getirilen savcılık talimatı sonrasında Demirbaş’ı gözaltına alarak Ankara Emniyeti’ne getirdi.
İşlemler sürerken ortalık karıştı.
Zira bu gelişmelerden Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın şimdi bilgisi yoktu. Olayın sıcaklığıyla yaşanan bu gelişme nedeniyle başlayan ve siyasi baskılar sonucu olduğu düşünülen sürecin akabinde Demirbaş, gözaltına alındıktan ‘sekiz saat sonra’ bırakıldı.
Demirbaş’ın özgür bırakılması süreci savcılık üzerinden gerçekleştirildi. Ve tekrar kritik bir süreç yapıldı:
Polisin, ‘gecikmesinde sakınca bulunan hâl’ kapsamında soruşturma savcısının kelamlı talimatıyla gerçekleştirdiği gözaltı sürecine temel olacak evrakın içi boştu!
Yani, Demirbaş’ın gözaltına alınmasını sağlayacak münasebete evrakta yer verilmemesi, kuşkulu Demirbaş’ın salıverilmesinin önünü açtı.
Böylece, Demirbaş elleri kelepçeli hâlde götürüldüğü emniyetten elini kolunu sallayarak çıkıverdi.
Yeniden yakalanacak mı, hakkında bir süreç yapılacak mı, göreceğiz.
Süleyman Soylu ve Olcay Kılavuz
Demirbaş nasıl özgür bırakıldı?
Yaşanan o gecenin sonuçları
Olay gecesiyle ilgili elde ettiğim bilgiler bu türlü.
Şimdi gelelim o gece yaşananların değerlendirmesine ve sonuçlarına:
-
Aldığım bilgilere nazaran; aslında Kılavuz’la Demirbaş’ın birlikte bulunduğu adres, Kılavuz’un ailesiyle yaşadığı mesken değil. Öteki şahıslarca de vakit zaman kullanılan bir adres. Hasebiyle, milletvekili Kılavuz’un içeride bulunmasına rağmen polisin içeri girmesinde yasal açıdan kahır yoktu.
-
Kaldı ki; yürürlükteki yasaya nazaran, gecikmesinde sakınca bulunan yahut suçüstü şartı oluşması hâlinde polis, savcıdan yazılı talimatı peşi sıra almak koşuluyla gözaltı süreci yapabilir.
-
Bu durumda polisin Demirbaş’ın yanı sıra MHP Milletvekili Kılavuz’u da gözaltına alma imkanı vardı. Lakin Kılavuz’un özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’la yakın bağlantılarının, operasyonu yapan polis takımının geri adım atmasına neden olduğu yorumları yapılıyor. Sonuç prestijiyle suikastta ismi öne sürülen ve bir periyot İdeal Ocakları yöneticiliği yapmış Demirbaş’ın hür kalmasıyla soruşturma sekteye uğratıldı.
-
MHP’li Kılavuz ile ilgili bir süreç var mı, şüpheliyi sakladığı argümanıyla hakkında süreç yapılıyor mu, bilinmeyen.
-
Demirbaş hakkındaki evrakın ‘boş’ olarak savcılığa gönderilmesi, ‘Adil Öksüz’ün firarı’nı akıllara getirdi doğal olarak. Hatırlayalım, 15 Temmuz’un kilit ismi Öksüz’ün mahkemeden salıverilmesinin münasebeti, hakkındaki belgenin boş olmasıydı! Kılavuz’un kullandığı konuttan cinayet şüphelisinin gözaltına alınmasının yarattığı siyasi kriz, kurnazlık ile çözülmüş oldu.
-
Ayrıca, güvendiği ilgilerinden kaynaklanan güçle Kılavuz’un konuta gelen polislere ağır sözlerle sözlerle karşılık vermesini de not etmek lazım.
-
Sinan Ateş’in öldürülmesi olayında ismi gündeme gelen MHP’li Kılavuz’un olaydan dört gün evvel İçişleri Bakanı Soylu’yu makamında ziyaret etmesini ve ziyaretle ilgili fotoğrafı kendisine ilişkin toplumsal medya hesabından yayımlamasını da unutmamak gerek.
Soruşturmada farklı yaklaşım iddiaları
Çukurambar cinayetinin yaşanmasının akabinde bilhassa Ankara Emniyeti’nin yürüttüğü soruşturma sürecinde farklı yaklaşımlar ortaya çıktığı bilgisi değerli.
Evet, güvenlik bürokrasisinde Bakan Soylu’nun biçimlendirmesiyle kilit noktalarda MHP’ye yakın duran polis müdürleri vazifede. Hala vazifedeki üst seviye polis müdürleri ortasında MHP’ye yakın olmayanlar da bulunuyor elbette. Lakin bu isimler de gerek Bakan Soylu, gerekse Soylu’ya emniyet teşkilatını biçimlendirmekte yardım eden kimi isimlere yakın duruyor.
Bu yakın duruş, bir mecburilik hâlini almış halde.
Ortaya çıkan tablodan hareketle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü ‘Seçimi erken tarihe alabiliriz‘ açıklamasıyla bir arada ülkenin düzgünce seçim atmosferine girmesi, hele ki seçim sonuçlarının mevcut iktidar lehine şimdiden öngörülememesi; Ateş’in öldürülmesi olayının soruşturmasında misyon alan kimi polislerin, siyasetin beklediği istikamette hareket etmediğini ortaya koyuyor.
Bu isimler işini namusuyla yapanlar. İsimlerini biliyorum. Önümüzdeki periyotta bu isimlerin başına gelebilecek aksilikler Büyüteç’in konusu olacak, şimdiden söyleyeyim.
‘Soruşturmaya KOM baksın’ talimatı iddiası
Soruşturmayla ilgili bir tez daha var.
İddiaya nazaran; Sinan Ateş’in öldürülmesi soruşturmasının evvel Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Kabahatlerle Çaba (KOM) Şubesi’nce yapılması talimatı verildi. Talimatı veren Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz.
Soruşturmanın KOM Şubesi’ne verilmek istenmesinin münasebeti, şubeden sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı’nın Alp Aslan olması!
Polis müdürü Alp Aslan, Büyüteç okurlarının yabancı olmadığı bir isim. Adil Öksüz’ün firarına ait davanın sanığı. Beraat alıp bugünkü pozisyonuna geldi. Ankara’nın yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Şahin Turgut’un polisler tarafından ağır biçimde dövülmesi olayına ismi karıştı.
Aslan, yakın etrafına kendisini ‘Ülkücü’ olarak tanımlıyor. Hem Ankara Emniyet Müdürü Yılmaz’ın sağ kolu olması, hem de ülkücü kimliği nedeniyle etrafına MHP Genel Merkezi’ne yakın imaj veriyor.
Ancak, – tahminen de birbiri arkasına yaşanan gelişmeler sonrasında– soruşturma evrakı, Asayiş Şubesi’nde kaldı şimdilik.
Savcılığın belgeyi polisten büsbütün teslim alıp, iddianame hazırlaması sonrasında sürecin nasıl yürüdüğü, dış müdahaleler olup olmadığı daha net görülecek.
