Verdikleri Bildirileri Öğrendiğinizde Bir Daha Birebir Biçimde İzleyemeyeceğiniz En Etkileyici Çocuk Sinemaları

The Hunchback of Notre Dame, toplumun farklı insanları nasıl dışlamaya çalıştığını gözler önüne seriyor. Ayrıyeten, Frollo’nun, Quasi’nin annesini öldürmesi insanların din ismine yaptıkları acımasız şeyleri gösteriyor.

Bu çizgi sinema, insanlara diğerlerine hürmet ve nezaketle davranmayı, kibirli olmamayı ve şayet kişi kendi isterse olumsuz niteliklerini yeterli niteliklere çevirebileceğini öğretir.

Kiki’s Delivery Service, Miyazaki’nin karmaşık olmayan sinemalarından biri. Kiki’nin ilerlemeye devam etmesi için daima arayışta olmasını anlatıyor.

Nemo daha doğmadan evvel tüm kardeşlerini ve annesini kaybeder. Daha sonra deforme olmuş bir yüzgeçle yaşamak zorunda kalır. Sinemanın, özel muhtaçlıkları olan çocuklara verdiği bildiri çok değerli. ‘Finding Nemo’, insanların engellerinden ötürü kendilerini makus hissetmemeleri gerektiğini anlatıyor.

Hayatlarını kusursuz bir şeyi kovalayarak geçiremeyeceklerini öğrenmek çocuklar için uygun bir ders zira hiçbir şey hakikaten harika değil! İşte Coraline’da da bu noktalara değiniliyor.

Y jenerasyonu tarafından Y jenerasyonu için yapılmış bir sinema. Jenerasyon travmasını, ailesel ve toplumsal baskıyı ve kişinin kendisine yüklenen beklentilerden kurtulabileceği fikrini işliyor.

Mei’nin annesi, onun bağımsızlığını göz gerisi ederek ve çok denetim içinde onu uygun gördüğü bir ‘kutuya’ girmeye zorlar. Bu durum çocukluk yaptığı için 11 yaşındaki kızına fizikî olarak saldırma noktasına kadar uzanıyor. Burada ebeveynler için net bir ileti veriliyor. Çocuğunuzla olan alakanıza güvenmeniz ve büyürken onun özgürlüğüne hürmet duymanız gerekiyor.

Film, büyümek ve bir tohumdan hoş bir ağaca dönüşmek için kendinize vakit vermenizle ilgili. Büyümek bir gecede olmaz ve her kademe kolay değildir fakat sonunda üstesinden gelip, hoş bir kelebek olacaksınız. Sinemada daha derin bir mana daha var. Kendiniz için ayağa kalkıp, baskıya karşı koymayı öğrenmelisiniz.

Bunu bir yetişkin olarak izler ve temalar hakkında düşünürseniz, Amerikan okullarındaki standardizasyon üzerine bir yorum olduğunu fark edersiniz. Parr ailesi muhteşem kahraman, lakin hükümet onlara toplumun geri kalanına ahenk sağlamaları için gerçek benliklerini gizlemelerini söylüyor. Sinema, toplumsal normlara uymak yerine yeteneklerini ve tutkularını söz eden beşerlerle ilgili.

Büyümenin nasıl hissettirdiği ile ilgili şimdiye kadar yapılmış en eksiksiz sinemalardan biri. Sinemada, makûs yahut korkutucu tüm hislerimizi kabul edip tekrar neşelenebileceğimizi bilmemiz gerektiği bildirisi veriliyor.

İnsanlara hayatın son bir gaye olmadığını, ömrün bir seyahat olduğunu ve hayatınızı paylaşmaya karar verdiğiniz beşerlerle ilgili olduğunu öğretiyor. Carl, Ellie’nin hayalini gerçekleştirmeye o kadar odaklanmıştı ki seyahatin tadını çıkarmayı unuttu. İmkanımız varken hayatımızdaki insanların değerini bilmeliyiz zira bir gün onlar artık orada olmayacak. Geleceğe çok fazla odaklanmak yerine anı yaşamalısınız.

Film, ailesini bulmaya çalışan küçük bir fare hakkında. Lakin sinemanın gerçek konusu Musevilerin yaşadıkları ve zarurî göçe mecbur bırakılmaları. Sinemada, birkaç fare dükkânlarda çalışıyor ve kediler anti-semitik bir mafya üzere davranıyor.

Bu sinema üzüntüsü ve travmayı nitekim çok uygun işliyor. Lilo onu anlayan Stitch ile tanışana kadar kızgın ve başı karışmış hissediyordu. Bir mühlet sonra ikisi bir aile üzere oldular.

Antoine de Saint-Exupéry’nin kitapta yazdığı cümle sineması özetliyor. ‘İşte benim sırrım, çok kolay bir sır: İnsan lakin kalbiyle doğruyu görebilir, temel olan göze görünmez.’

Mary Poppins’de çocuklarla bağlantı kuramayan ve her vakit işi düşünen Bay Banks ve bayanların oy hakkı için savaşan Bayan Banks var. Özellikle sonunda Bay Banks’in fikrini değiştirdiği düşünülürse, sinemanın toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamakla ilgili olduğu görülüyor. Ayrıyeten sinema, nezaketin kıymetine de vurgu yapıyor.

Fern Gully, ormansız kalmanın fecî sonuçlarıyla ilgili herkese bildiri veriyor.

Filmde, sömürgecilerin sahip olduğu beyaz üstünlükçü inançlar var. Bu durumda yerli kabilenin savaşmaktan öteki seçeneği olmadığını görüyoruz.

Bu sinema, hudutlar ve şartlar nedeniyle sevdiklerinizden uzakta olmanın acısını gösteriyor. Film, sevgiyi, ihaneti, bağışlamayı ve kabulü anlatan bildiriler veriyor.

Film, büyüdüğünüzde gerçeklerle yüzleşmeniz gerektiğiyle ve hayatın ne kadar sıkıntı olduğuyla ilgili. Masumiyetinizi kaybetmekten, hayatta kalma zorunluluğunuza kadar birçok şeyden bahseder.